Bir Hanımefendinin Ölümü

Peride Celal… Bugüne kadar adını duyduğum ama kendisiyle hiç tanışmadığım bir yazardı. “Bir Hanımefendinin Ölümü” adlı kitabıyla bir arkadaşım sayesinde tanıştım.


Kitapta iki novella var. Her ikisi de birbirinden güzel ve sürükleyiciydi. Diğer novellanın adı da “Ada”.Yazarımız 1916-2013 yılları arasında yaşamış, bir süre geçinebilmek için her gün öykü yazmış. Nazım Hikmet ile olan dostluğu nedeniyle siyasi baskılara uğramış ve bugüne kadar kendisini okumadığım için gerçekten üzüldüğüm bir yazar.


Bir Hanımefendinin Ölümü adlı novellada Ayazpaşa’da bulunan aileden kalkan köşkü de, Bebek’te bulunan daireyi de öyle bir anlatmış ki yazar, sanki o salonlarda, o evlerde gezinir gibi oldum.


Genç yaşta dul kalmış ve kendini çocuklarına adamış, zengin ve güzel bir kadın. Yaşlandıkça da güzelliğinden ve yaşam tarzından hiçbir şey kaybetmeden hala o lüksü ve şatafatı sürdürmeyi seven, evlatlarının her dediğini istemeden de olsa kabullenen bir anne ve kendisini sömürerek elindekilere sahip çıkmaya çalışan aç gözlü çocukları.


Yanında yıllardır bulunan hizmetçisi Cemile, diğer hizmetliler, şoförü, muhteşem arabası, arada bir çıkılıp gidilen Boğaz gezmeleri, bir gün her şeyi kaybedebileceği korkusuyla kutular içine biriktirmeye çalıştığı paraları ve geçmiş yaşantısını anlatacak, o günleri yad edecek hiç kimseyi etrafta bulamaması. Evdeki antika ve değerli eşyaların birer birer çocukları tarafından evden götürülmesi… Bana çevremde bulunan bazı insanları ve o günleri hatırlattı. Zaman zaman o hüznü iliklerinize kadar hissetmenizi sağlamış yazar. Su gibi kayıp gitti Bir Hanımefendinin Ölümü…


İkinci novella “Ada”… Öyle güzel tasvir edilen ada görüntüleri ile başlıyor ki kendinizi orada zannediyorsunuz. Öykü, aslında birbirlerini çok seven ama ayrı düşmüş iki yalnız kalbi ve etrafın baskısıyla doğru hayatı yaşamak zorunda kalmış bir kadının sancılarını hissederek yine su gibi akıp geçti. Çaresizliği, vurdumduymazlığı, sıradan hayatları ve başarılı bir ressam olmasına rağmen sadece kendisi için resim yapmayı seçen bir ressamın iç duygularına kadar giriyor ve o adamı da anlamaya çalışıyorsunuz.


Ben her iki öyküyü de çok severek okudum ve ne güzel yazarlarımız var bizim diye düşünerek, hafif bir tebessümle kitabı bitirdim. Tavsiye ederim…

BU YAZILARIMI DA BEĞENEBİLİRSİN.

POPÜLER YAZILARIM

Bülten

Web sitemdeki yeniliklerden haberdar olmak için bültene kayıt olun!

KATEGORİLER