Daldan Dala

Bugünkü yazımız biraz daldan dala olacak belki ama olsun, bazen zihnimizi özgürce bırakıp, bulduklarını bize anlatmasına da izin var şüphesiz.


Bir programda dinledim az önce. Orhan Kemal’i anlatıyordu. Benim çok sevdiğim yazarlarımızdan biri daha. “Kurgusuz Roman” yazıyor diye eleştirilmiş ilk yazdığı yıllarda. Kurgusuz Roman… Alışılagelmişin dışında. Oysa nasıl anlatmış o insanları. Bu kadar yalın, bu kadar düz cümlelerle ve bu kadar güzel…


Yenilikçi akımlar nerede ortaya çıkarsa çıksın, hemen kafasına vurulmak istenmiş. Bu edebiyatta da, resimde de, müzikte de, sinemada da, heykelde de, şiirde de hatta felsefede de böyle…

Belli kalıpların içine koymak istiyoruz herkesi. Herkesin kabul ettiğinin dışında bir fikir ileri sürenler, tarihin geçmiş ve karanlık yıllarında ölümle veya işkenceyle sonuçlanan cezalara çarptırılmışlar. Acımaksızın…


Bilim insanları, her yeni fikri ortaya sürdüklerinde kilise tarafından aforoz dahil her yolla ürkütülmek ve yeniliklerden uzaklaştırılmak istenmişler…


Bugün de pek farklı değil. İnsanları korkutmak, ürkütmek ve bir hizaya getirmek için çeşitli yöntemler deneniyor.

Bazı bilim insanlarının hayatlarını okuduğumda içim burkuluyor ve öyle hüzünleniyorum ki…


İnsan yeniden, yeniliklerden neden korkar?


Eğer o cesur yürekler ve tüm engellemelere rağmen yenilikleri sağlayan insanlar olmasaydı, biz nerelerde olurduk?

Çoğu genç yaşlarında ölen yenilikçiler, eğer yaşayabilselerdi daha ne yeniliklerle karşılaşırdık bizler?


Çalışma hayatım boyunca, elimden geldiğince hep yeniyi ve özgünü aradım. Hatta çalışma arkadaşlarımdan biri, benim bu yeniliklerin peşinden koşmamın kendilerini çok yorduğunu söylemişti. Ben, onları yoruyordum, öyle mi? Oysa, yenilik peşinde koşmak bana nasıl da heyecan veriyordu. Aynısını onların da duyduklarını sanıyordum. Meğer yanılıyormuşum…


Yenilikçi insanların hepsinin zamanın çok ilerisinde olduklarını düşünüyorum. Düşünceleriyle, fikirleriyle, tavırlarıyla, eserleriyle, konuşmalarıyla… Onlar zamanın ilerisini bu kadar net bir şekilde görüyorlarken, biz hala köhne fikirlerle mi avunacaktık? Elbette ki hayır…


Aslında devrimcilik de buradan geliyor sanırım. Zamanın ilerisindeki ufku fark edebilmekten…


Bu hayattaki en önemli becerilerden biri, eleştirel düşünme, varsayımları sorgulama ve yeni fikirlere açık olma yeteneğidir. İlerici düşünürler, diğerlerinde olmayan birçok niteliğe sahiptir. Kendilerinin farkında ve açık fikirlidirler, her şeyi bilmediklerini kabul etmekten de yeni kanıtlar sunulduğunda fikirlerini değiştirmekten de korkmazlar.

Günümüzün ilericileri, çevrelerindeki dünyayı incelemek ve onun hakkında daha fazla şey öğrenmek için bilimsel yöntemi kullanmanın değerini bilirler. Bence, insanlık için daha iyi bir gelecek yaratmak istiyorsak, ilerici olmamız gerekiyor.


Dünyamızda çözüm bekleyen birçok problemimiz var. İlerlemenin ve bu sorunları nasıl çözebileceğimizi düşünmenin zamanı geldi. Teknoloji benzeri görülmemiş bir hızla ilerliyor ve insanlar her zamankinden daha fazla birbirine bağlı hale geliyor. Sonuç olarak, dünyamız hızla değişiyor. Bu değişiklik, büyüme ve yenilik için yeni fırsatların yanı sıra yeni potansiyel tuzaklar da yaratıyor. Bugün yaptığımız eylemlerin gelecekte dünyayı nasıl etkileyeceğini düşünmek zorundayız. İlerici olacağız diye çevremizi fazla zorlamanın da kimseye yararı olmayacaktır.


Gelecek yıllarda, giderek daha fazla ilerici insan olacak ve bu insanlar birbirleriyle kavga etmeyecekler. Hepsi hoşgörüsüzlük, eşitsizlik ve bağnazlıkla yani aynı düşmanla savaşacaklar. Birleşen ilerici insanların sayıları katlanarak artacaktır.


Başarılı olmak ve diğer insanlar üzerinde etkili olabilmek için ilerici hareketin herkesin üzerinde uzlaşabileceği birleştirici bir fikre ihtiyaç var. Geçmişte insanlar her zaman birbirlerine tehdit olarak bakmışlar ama artık yeni insanlar daha ilerici olmaya ve birbirlerine bir fırsat olarak bakmaya başlıyorlar. Dünyamızı daha iyi bir yer haline getirebilmek için birlikte hareket etmeliyiz. Bunun için ilk adım, evde, topluluklarımızda ve arkadaşlarımızla neler yapabileceğimizi bulmak olmalı.


Kısaca yenilikten, ilerici fikirlerden ve insanlardan korkmak yerine, onlarla birlikte daha iyiye ve daha güzele ulaşmanın zamanı gelmedi mi?


Bence evet, geldi de farkında olan kim ya da kimler?

BU YAZILARIMI DA BEĞENEBİLİRSİN.

POPÜLER YAZILARIM

Bülten

Web sitemdeki yeniliklerden haberdar olmak için bültene kayıt olun!

KATEGORİLER