Dünyanın Nüfusu

Geçen gün kuzenimle sohbet ederken bugüne kadar dünyadan kaç insan geldi geçti diye düşündük. Sahi, kaç insan geçmişti? Biraz tahmin yürütmeye çalıştıysak da sonuca pek yaklaşamadık. Sonra araştırmaya başladım benim güzel ve yalnız dünyam, şimdiye kadar kaç insanı misafir etti diye…


Vikipedi’de yazdığına göre, şimdiye kadarki hesaplamalarla, bu dünyadan, yaklaşık 110 milyar insanın geçmiş olduğunu söylüyor.

Bugüne kadar yeryüzünden 110 milyar insan geçmesi çok mu yoksa az mı? İnsan bir karar veremiyor. Neler yaşadılar, neler gördüler kim bilir… Ya şu anda yaşayan insan sayısı kaç derseniz, 14 Kasım 2022 tarihinde, öğlen saatlerinde, yaşlı ve yalnız dünyamızda yaşayan insan sayısı 8 milyara ulaştı. Ne kadar çok mu, ya da ne kadar az mı? Dünyamız bu kadar insanı ve giderek artan insanları besleyebilecek kapasiteye sahip mi? Geçtiğimiz yıllarda nüfusumuz ne kadarmış diye de bir bakmak gerekiyor…


Kaynaklarda yazdığına göre, MÖ 8.000 civarında yani tarımın başlangıcında, dünya nüfusu 5 milyon civarındaymış. Bu insanlar, kötü hava koşulları, yırtıcı hayvanlar, kıtlıklar gibi nedenlerle boğuşmak ve yaşamak zorundaydılar. Bir süre önce okuduğum bir makalede, tencerenin keşfedilmesiyle birlikte, insanlar sulu yemek yemeye başlamışlar. Ya ilerleyen yıllara göre nüfusun artış hızı ne olmuş derseniz yine bazı kaynaklardan aldığım bilgilere göre;


1 milyar nüfusa 1802 yılında,

2 milyar nüfusa 1927 yılında ulaşılmış.

Bugün, 2022 de tam 8 milyar insanız…


Sanayi devrimi, teknolojik gelişmeler, sağlık hizmetlerindeki ilerlemeler derken, nüfusta ciddi anlamda bir patlama yaşanmış. Bu konuda uzmanların dediğine göre, bir daha asla, 20. yüzyılda olduğu gibi bir nüfus patlaması yaşanmayacakmış. Gerekçesini sorarsanız, kadınların çalışma hayatına katılmaları ile birlikte, özellikle gelişmiş toplumlarda doğurganlık oranı giderek düşmeye başlamış. Gelişmiş toplumlarda bunlar yaşanırken, diğer yandan az gelişmiş veya gelişmemiş toplumlarda hala kadın başına doğurganlık çok yüksek oranlarda seyredecek ve bu da ileriki yıllarda başımıza ciddi problemler açacakmış.


Tahminlere göre, 2060 yılında, yaşlı dünyamız belki de sahip olacağı en yüksek insan nüfusuna sahip olacakmış. Yaklaşık olarak 10 milyar insandan söz ediyoruz. Ya daha sonra? Yeniden nüfusun azalması ile birlikte dünya nüfusu kısa bir sürede tekrar 8 milyar seviyesine ve giderek daha aşağılara inmeye başlayabilirmiş…

2100 yılına geldiğimizde ise, yaşlı nüfus oldukça fazla olacakmış. Yaşam süresi giderek uzuyor, kadınlar çalışma hayatında daha fazla yer alıyorlar falan derken, gelişmiş ülkelerde nüfus hızla azalmaya başlayacakmış… Bu durum elbette ekonomik olarak insanları zorlamaya başlayacakmış.


Endüstri 4.0 adı verilen devrim, tüm süreçleri giderek dijitalleştirmeye başlarken, insan gücünü de en aza indirmeye çalışacakmış. Yani dünya, bir yandan yaşlı nüfusunu ne yapacağını düşünürken, bir yandan da onlara duyduğu gereksinimi minimuma indirmeye çalışacakmış. Genç nüfusa sahip ülkeler, önümüzdeki yıllarda biraz daha avantajlı görünseler de belki de bir süre sonra ilerleyen teknolojiyle birlikte, genç nüfus onlara da yük olmaya başlayacak.


Bütün bunlara bakınca, insan, dünyamızın kaynakları, kısa bir zaman dilimi de olsa, 10 milyarlık bir nüfusu besleyebilecek yeterli gıdaya sahip olabilecek mi diye düşünüyor ister istemez. Ya da açlık mı bekliyor bizleri? Yine okuduğum bir makalede, yapay etin önümüzdeki yıllarda hayvani gıdanın yerini alması bekleniyor ve insanlık bununla ilgili çalışmalarda oldukça ilerledi. Bir zamanlar, Çin’de halkın alışkanlıklarını değiştirerek, haftada bir defa yerine haftada iki defa et yemesiyle dünya yüzünde hayvansal besinlerde kıtlık olması bekleniyordu. Oldu mu gerçekten bunu bilmiyorum, herhangi bir veriye de rastlayamadım. Ama şurası gerçek ki nüfus böyle hızla artmaya devam ettiği sürece, biz insanları ciddi zorlukların beklediği kesin!


Birleşmiş Milletler Nüfus Projeksiyonuna göre de dünya nüfusunun; 9,6 milyara 2030 yılında, 10,3 milyara 2040 yılında, 12 milyara 2050 yılında ulaşacağı söyleniyor. Yani nüfusun hızlı artışı, sadece bizim ülkemiz için değil, tüm dünya için bir numaralı sorun olabilir.

Bir pandemi yaşamamızla birlikte, hepimizin alışkanlıkları değişti. Her şeyden önce, bence hepimiz çok tembelleştik. Alışveriş alışkanlıklarımız, çalışma alışkanlıklarımız, sosyal hayat alışkanlıklarımız, aile yaşantılarımız, okul hayatlarımız, iş hayatlarımız çok değişti. Bundan iki sene öncesini, yaklaşık olarak 2019 yılının sonbaharını hatırlıyorum da sanki pandemi sadece Çin’in bir şehrinde yaşanacak ve bizlerin ülkesine hiç gelmeyecekmiş gibiydi. Sonra, bizi serseme çevirecek bir hızla ülkemiz dahil, dünyanın her tarafına yayıldı. Hızla... Binlerce soru, binlerce bilinmez içinde hepimiz el yordamıyla ilerlemeye ve sonuçları bulmaya çalıştık.


İlk insanlardan bu yana, insanlık neler neler yaşadı, hangi sorunları alt etti ve daha neler yaşayacak bilmiyoruz ama bildiğimiz bir tek şey var ki önümüzdeki yıllar özellikle gençler için çok daha zorlu geçecek…


110 milyar insan gelmiş ve geçmiş bu dünyadan da kaç kişi geleceğe iz bırakmış? Kaç kişi insanlığın yararına bir şeyler yapmış? Kimlerin isimlerini biliyoruz, kimleri hatırlıyoruz?


Aslında ne kadar az insanın ismini biliyoruz değil mi? Oysa hepimizin yapması gereken, bir yandan soyumuzu ileri doğru taşırken, diğer yandan da izimizi bu dünyada bir yerlerde veya bir şeylerde bırakarak gitmek… Tıpkı ilk insanların mağaralara çizdikleri resimlerle bize bir şeyler anlatmak istedikleri gibi…


Hayatımızı tamamlayıp bu dünyadan geçip giderken kaçımız bunu başarmış olarak gideceğiz? Kim bilir?

BU YAZILARIMI DA BEĞENEBİLİRSİN.

POPÜLER YAZILARIM

Bülten

Web sitemdeki yeniliklerden haberdar olmak için bültene kayıt olun!

KATEGORİLER