Etik

Etik nedir diye düşündüren aslında basit ama beni çok rahatsız eden bir olay yaşadım. Hem de yeni yılın ilk gününde!


Ben çok uzunca bir süredir her sabah bir günaydın mesajı yayınlıyorum. Bana ait cümlelerle. Üzerinde düşünüyorum, demek istediklerimi açıkça ifade edebilmek için uğraşıyorum. Yazmayı seviyorum, öykülerimle, yazdıklarımla var olmak istiyorum. Bunu yaparken de sadece benim olan cümlelerden yola çıkıyorum. Kaç kişiye ulaşıyorum bilemem ama ulaştığım her kişi biliyor ki onlar benim düşündüklerim. Benim sözlerim.


Eğer herhangi bir alıntı yapmışsam da mutlaka alıntı yaptığım kişiyi belirtiyorum. Bunu yapmazsam, alıntıladığım kişiye saygısızlık ettiğimi düşünüyorum.


Her alanda olduğu gibi, sosyal medyada da sizin yazdıklarınızın üzerine bir şeyler yapılandırmaya çalışan bazı kişiler var.


Sevmiyorum böyle insanları. Ben yazarlık atölyesine devam ederken de atölyedeki bir arkadaş benim yazdığım öykümün aynısını iki hafta sonra sanki kendi yazdığı bir öyküymüş gibi kendine göre isim değiştirip çok ufak değişiklikler yaparak getirmişti. Hatta atölyedeki hocamız bile okur okumaz, o öykünün benim olduğunu ve neredeyse bire bir aynısını yazmış olduğunu söylemişti. Bu konunun iki ayrı tarafı var. Bir bakıma, yazdıklarınızın başka biri tarafından kopyalanacak kadar etkili olması, diğer taraftan ise emeğinize gösterilen saygısızlık.


Öyküyü neredeyse bire bir kopyalayan arkadaş ise, gayet pişkin bir şekilde, bu öyküyü kendisinin yazdığını söyleyecek kadar da pervasızdı. Sonrasında ne oldu derseniz, benim için arkadaşlarımın arasında yer alamayacak bir kişi oluvermişti bile. Şimdi nerelerdedir, ne yapar kimlerin nesini kopyalar, hiç bilmiyorum.


Aynı şekilde, bu sabah günaydın mesajımda yazdığım satırları başka bir arkadaşımın çok minör bir değişiklikle aynen kendi sayfasında yayınladığını görünce - ki bunu bana daha önce de yapmıştı. Kendisini bu sefer doğrudan sayfasından uyardım. Bu seferki cevap daha da ilginç geldi. "Hayal ve planlarımız aynı demek ki," dedi. Benden özür dilemek yok! Adımı belirtmek yok! Bir de üstüne üstlük böyle bir cevap alınca, bana yapılacak tek bir şey kaldı. Şimdi o da benim arkadaşlarım arasında değil.


Sonra düşündüm ve dedim ki kendi kendime, insanlar kendi özgün fikirleri, yazıları, resimleri, müzikleri yani kendi beyinlerinin eserleri başkaları tarafından kopyalanınca işte böyle kızıyorlar. Haklılar da...


Bu, konu bana "Etik nedir?" diye sorgulamayı getirdi. Gerçekten hep duyarız ya etik kelimesini. Sahi "Etik" nedir?


TDK üzerinden sorguladığımda benim duyduğum rahatsızlığı anlatan iki farklı tanımlama buldum.


-Çeşitli meslek kolları arasında tarafların uyması veya kaçınması gereken davranışlar bütünü.


-Ahlaki, ahlakla ilgili.


olarak iki farklı tanımlama var. İnsanların kendi beyinlerinin yarattığı her ne olursa olsun bunun başkaları tarafından kullanılmasının bir kuralı var. Ya alıntı olduğunu belirtirsiniz, ya izin alırsınız. Bunları yapmıyor ve daha da kötüsü hiç aldırmıyorsanız, bu durumda benim arkadaşlarım arasında artık yer alamazsınız.


Şimdi diyeceksiniz ki bu kadar küçük bir şey neden bu kadar rahatsız etti seni, inanın ediyor! Çünkü kişi, bu davranışının yanlış olduğunu göremiyorsa, benim tanıdıklarım arasında olmayı da hak etmiyor.


Bu yılın ilk yazısı da böylece etik üzerine oluştu.


Hayatlarımızdan etik davranışlar hiç eksik olmasın....

BU YAZILARIMI DA BEĞENEBİLİRSİN.

POPÜLER YAZILARIM

Bülten

Web sitemdeki yeniliklerden haberdar olmak için bültene kayıt olun!

KATEGORİLER