Bir arkadaşımın kitabını hediye etmesiyle tanıştım bu yazarımızla.
İrfan Yalçın, 1934 yılında doğmuş ödüllü bir yazarımız ve bu romanıyla da 1980 yılında Milliyet Roman Yarışması’nda mansiyon ödülü almış. Bu yazarımızı keşfetmiş olmaktan mutluyum.
Kitabı okurken, mutlu bir ailede güzel bir çocukluk geçirmenin ne kadar önemli olduğunu iliklerime kadar hissettim. Yazar, bir devlet dairesinde herkesin gözü önünde bir cinayet işlenmesiyle başladığı romanına geri dönüşlerle dantel gibi işleyerek olayın faili Sabri’yi bizlere anlatmakla başlar. Öyle ki romanın sonunda okuyucular, neredeyse Sabri’yi anlayıp, onun yaralarını sarmak ve yaşananları unutturmak ister. Sabri, cezası verildikten birkaç gün sonra cezaevinde “kalp yetersizliği” nedeniyle ölüverir. Cenazeden dönüşte Sabri’yi anlatmaya karar verir.
Roman, Sabri’yi tanıyanların ağzından anlatılır bize. Kendisiyle beraber çalışan iş arkadaşları, ağabeyi, karısı gibi figürler kendi algılarına göre Sabri’yi tanıtırlar.
Her anlatanla aramızdan birini görmüş gibi oluruz. Mutsuz çocuklukların insanların üzerinde nasıl izler bıraktığını ve bu acıların günün birinde hiç beklemediğimiz bir anda birdenbire karşımıza çıkmasına şahit oluruz.
Ben çok etkilendim. Çabucak bitirmek ve Sabri’yi daha iyi anlamak istedim. Tavsiye ederim…
BU YAZILARIMI DA BEĞENEBİLİRSİN.
KATEGORİLER
BÜLTENE KAYDOL
Her hakkı saklıdır © betuleren.net