Hayat Gelip Geçerken

Yaşlandıkça mı hızlanıyor günlerin geçişi, yoksa hep bu kadar hızlı mıydı?


Öyle çabucak geçiyor ki saatler, haftalar, aylar… Yıllar önce mutfak için aldığım bir duvar saatinin yelkovanının hiç durmaksızın dönüşünü fark ettiğimde, anlamıştım ki zaman çok ama çok değerli.


Zamanı yenilemek de bir o kadar imkansız! Neden o güne kadar zamanı böyle değerlendirmemiştim de bir gün aniden daha önce kesik kesik yoluna devam eden yelkovanın hareketi hiç durmaksızın zamanın nasıl da hızlı geçtiğini anlatmak ister gibi sarsmıştı beni?


Bazı farkındalıkları hep biliriz ama birden yere çalıverir ya bizleri. İşte bu da öyle bir şeydi.


Yıllardır sosyal medyada her sabah dostlarıma “Günaydın” demeye çalışıyorum. Sanki o arkadaşlarımla, bazen kendilerini hiç tanımasam da dostluğumuzu pekiştiren bir seremoni gibi geliyor bana bu paylaşımlar. Galiba 2010 veya 2011 yılından beri aksatmadan sürdürdüğüm “Günaydın” mesajlarım var.


Sosyal medya platformlarından biri, geçen yıllarda aynı gün için paylaştıklarımı “anılar” adı altında sunuyor. Daha önce neler paylaşmışım, kimler ne yorumlarda bulunmuş falan derken bugünden ilk paylaşımım olan güne doğru yolculuğa çıkıyorum.


Bazen sosyal medyada artık hayatta olmayan arkadaşlarımın yorumları da çıkıyor karşıma. Sayfaları kimsesiz kalmış, arada bir doğum günlerinde falan “Seni hiç unutmadık…” diye yazıyor hatırlayan arkadaşları.


Dün anılar içinde , kendisiyle tanışmamış olsam da birbirimizin paylaşımlarını beğendiğimiz ve karşılıklı yorum yaptığımız bir sosyal medya arkadaşımın yorumu çıkıverdi karşıma. Sarstı beni.

Artık o da hayatta değil. Ne yazık ki kendisini Şubat ayındaki korkunç depremde kaybettik. O güzel insandan, ailesinden geride kalan var mı bilmiyorum.


Yaşasaydı, bir gün, bir yerlerde birlikte mutlaka bir sohbet imkanımız olacaktı.


Yaşasaydı, mutlaka o benim, ben de onun yazdıklarına yine beğenilerimizi işaretleyecektik, hatta yorum yapacaktık.


Yaşasaydı, eminim, paylaşımları çok ses getirecekti.


Yaşasaydı, bir kadın olarak ben onun başarılarıyla gurur duyarken, o da benim yazdıklarımı sevecek ve beğenecekti.


Yaşasaydı, kendiyle gurur duyacaktı belki de kim bilir…


Yaşasaydı…


Keşke kurtulabilseydi…


İşte sihirli kelime buydu. Yaşamak!


Göçük altından güzel haberleri gelseydi, “Korkunç bir olay yaşadım ama hayattayım...” diyebilseydi. Ne canlarımızı, ne değerlerimizi yitirdik biz…

BU YAZILARIMI DA BEĞENEBİLİRSİN.

POPÜLER YAZILARIM

Bülten

Web sitemdeki yeniliklerden haberdar olmak için bültene kayıt olun!

KATEGORİLER