Huzursuzluk adlı kitabı yeni bitirdim. Her Livaneli kitabı gibi kolay okunan bir dilde yazılmış ve yine her Livaneli kitabı gibi ilginç insanları ve konuları işliyor. Bugüne kadar okuduğum bir tek kitabında bile mutluluğu bulmuş, onu yaşayan insanları anlattığını görmedim nedense.
Bu kitapta da zor bir konuyu bazen masallaştırarak, bazen gerçek gibi anlatıyor. İnsanın içine ok gibi saplanan bazı olayları da gözlerimizin önüne seriyor.
İster istemez irkiliyorsunuz. "Biz insanlar, bu kadar kötülüğü bile isteye, diğer insanlara nasıl yapıyoruz?" diye düşünüyorsunuz.
Sadece bugüne kadar okuduğum Konstantiniyye Oteli biraz daha farklı bir konuyu anlatıyordu sanki. O kitap üzerinde düşünürken, nedense "Ayaşlı ve Kiracıları" geliverdi birden gözümün önüne. Yoksa bu kitapta Livaneli biraz da o kitaptan esinlenmiş miydi?
Bugünden sonra okuyacağım kitapları seçerken biraz daha dikkatli olmaya karar verdim. Bu kitap sana ne kattı derseniz, galiba çok bir şey de elde edemedim...
BU YAZILARIMI DA BEĞENEBİLİRSİN.
KATEGORİLER
BÜLTENE KAYDOL
Her hakkı saklıdır © betuleren.net