Müjgan

Ayşegül o gün çok hastaydı, işten erken ayrılmış, üşüye titreye evine dönüyordu. İş yeri oldukça uzakta olduğundan eve gelmek için katedeceği yol bir kabus gibi görünmüştü gözüne. Topkapı’ da otobüsten inmiş, iner inmez de bir taksiye atlamış, başını koltuğun arkasına dayamış, ateşten gözlerini bile açamıyor, dışarıda devam eden fırtınalı yağmur yüzünden silecekler bile yetişemiyordu. Taksi şoförü anlayışlı bir tavırla:


-Geçmiş olsun, çok hastasınız galiba,


-Yaa, sormayın, çok şiddetli anjin olmuşum, hem ateşim var, hem de boğazım çok fena…


-Nereye gidiyoruz?


- Ah tabii, adresi vermem lazımdı değil mi? deyip adresi verdi Ayşegül.


-Sizi rahatsız etmezse radyoyu açabilir miyim?


-Tabii, tabii sadece gürültülü bir müzik olmasın yeter…


Radyoda, bir şarkı başlamış çalıyordu.


“O mahur beste çalar, Müjganla ben ağlaşırız…”


Ayşegül kulak kesilerek şarkıyı dinlemeye başladı. İçinde bir yerler titremiş ve nefesi kesilivermişti. Şarkı devam ediyordu, ama nakaratı Ayşegül’ ün diline pelesenk olmuştu bir kere. Diğer şarkıya geçildiğinde, söyleyeni ve şarkının ismini öğrenememişti.


-Şoför bey, siz bu şarkıyı kimin söylediğini biliyor musunuz?


-Hayır, bilmiyorum, ama güzel bir şarkıydı, etkileyici…


Ayşegül, ateş nöbet sonunda evine gelebilmişti. Başında, boğazında korkunç bir ağrı ile yatağına girdi. Kulaklarında hep aynı müzik, hep aynı şarkı. O yıllarda henüz aç interneti, yaz istediğini, Google sana söylesin günlerine gelinmediğinden, müziği seven birkaç arkadaşına sordu, kimse öyle bir şarkıyı anımsamıyordu. Neredeyse duyduğu müziğin, ateşin etkisiyle rüya falan olduğuna inanacaktı. Kalmıştı bir kere beyninin bir yerlerinde o mahur beste…


Aradan birkaç yıl geçmişti, bir gün, radyoyu dinlerken, yine aynı müzik doluverdi kulaklarına, çok iyi anımsadığı “O mahur beste…” diyen şarkının sözleri. Pür dikkat kim söylüyor diye dinlemeye başladı. Yine duyduğu sadece “Ahmet…..” sözcüğü oldu. Şarkıyı söyleyen Ahmet diye biriydi de, soyadı neredeydi? “Offf ya, şu şarkıların sonunda da söyleyenin kim olduğunu bir kez daha söyleseler patlarlar sanki,” diye düşünerek, bir süre daha unuttu. Bu şarkıda bir giz vardı, hissediyordu ve bir gün mutlaka karşısına çıkacaktı.


Nihayet, bir gün, yine radyoda Dj’ lerden biri, “Şimdi Ahmet Kaya’ nın sesinden ‘O mahur beste’ adlı şarkıyı dinleyeceksiniz.” deyince, çocuk gibi sevinmişti. Bulmuştu işte! Daha sonra, kendisini bu kadar etkileyen şarkının sözlerinin tamamını bir dergide okudu ve bu etkilendiği bestenin söz yazarının da Atilla İlhan olduğunu. “Müjgan’ da ne Müjgan’mış ama, ne şiirler yazdırmış koca şaire,” diye düşündü.


Artık hem bestekarını, hem de şairini biliyordu. Arayan buluyordu gerçekten, bir altı mayıs günü, gazetedeki makalede yazılanlar, bu şarkının neden bir ok gibi yüreğine saplandığını, şairinin ağzından anlatıyordu:


“12 Mart sonrasının kahır günleriydi. Bir sabah radyoda duyduk ağır haberi, Deniz’lere kıymışlardı. Karşıyaka’dan İzmir’e geçmek için vapura bindim. Deniz bulanıktı; simsiyah, alçalmış bir gökyüzünün altında hırçın, çalkantılı… Acı bir yel esintisinin ortasında aklıma düştü ilk mısra… Vapurda sessiz bir köşe bulup yüksek sesle tekrarladım. Vapurdan indikten sonra da rıhtım boyunca bu ilk mısraları tekrarlayarak yürüdüm.’’


Ayşegül, artık öğrenmişti, bu şarkının neden bu kadar etkileyici olduğunu. “Meğerse Attila İlhan, bu güzel şiirini, üç genç adam için Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan için yazmış, aslında o şiirdeki Müjgan, bir kadının adı değilmiş, şairin kirpikleriymiş ve o genç fidanlara ağlıyormuş. Bu güzel beste ve şiir, dünya durdukça duracak ve ses verecek, içimizi okşayacak, bizleri başka dünyalara götürecekmiş.” diye düşündü.


Ayşegül, o günden sonra bu şarkıyı her dinlediğinde, yüreğinin ta derinlerinde bir yerlerde şairin sözünü ettiği "O mahur beste'yi" duydu ve:


"Edebiyat böyle bir şey işte, şiiri okudukça, şarkıyı dinledikçe, aklımıza gelenler, gönül tellerimizi titretecek, hem koca şairi, hem besteleyeni, hem de gencecik ölümü tanımış genç fidanları anmamızı ve Müjgan’ la ağlaşmayı sağlayacak." diye düşündü...


BU YAZILARIMI DA BEĞENEBİLİRSİN.

POPÜLER YAZILARIM

Bülten

Web sitemdeki yeniliklerden haberdar olmak için bültene kayıt olun!

KATEGORİLER