Nazilerle Beş Yıl -Önay Yılmaz

"Nazilerle Beş Yıl" adlı kitabı on yıl kadar önce okumuş ve çok etkilenmiştim. Geçenlerde yeniden okumaya başladım. Çok eski yıllara, cumhuriyetin ilk yıllarına ve o ileri görüşlü liderin memleketine götüren bu kitabı, yine aynı hislerle yeniden okudum. İnternetten baktığımda baskısının tükendiğini gördüm.


Belki okumak isteyecek ve internet sitelerinden bulamayacaksınız. Ama böyle bir kitabın varlığını sizlere bildirmek istedim. Kitapta, Atatürk tarafından maden mühendisi olarak yetiştirilmek üzere yurtdışına gönderilmiş, Hitler Dönemi ve İkinci Dünya Savaşı yıllarında Almanya ve İngiltere’de eğitim gören Türk gençlerinin yaşadıkları bire bir onların mektuplarından ve bıraktıkları belgelerden yararlanılarak bir belgesel gibi anlatılmaktadır.


Bu gençlerden biri olan Galip Özen’in ailesine yazdığı bu mektuplar, annesi babası ve kızı tarafından korunmuş ve daha sonraki yıllarda bu gençlerin hayatı, diğer gençlerin anlattıkları ile de şekillenerek Önay Yılmaz tarafından kaleme alınmış.


İçinde öyle etkileyici kısımlar var ki okurken bir girdap gibi sizi de içine alıp sürüklüyor. Zaman zaman o imkansızlıklar içinde boğuşan genç Türk Cumhuriyetinin gençlerine tanıdığı bu olanağı göz yaşlarınızla, zaman zaman da gururla okuyorsunuz.


1930’lu yılların başında genç Türk Cumhuriyeti sanayide atılım yapma heyecanı içindeydi ve Atatürk’ün talimatıyla, Maarif Vekaletinin yanı sıra Deniz Yolları, Demir Yolları , Sümerbank gibi pek çok kurumumuz sınav açıyor ve sanayiyi kuracak gençleri yetiştirmek üzere yurt dışına okumaya gönderiyordu.


Mustafa Kemal, özellikle madencilik dalında gençlerin yetiştirilmesine çok önem veriyordu ve bu kitapta anlatılan gençler, 1000 kişinin üzerinde bir katılımla gerçekleştirilen sınavla seçilmişlerdi. Gittikleri ülke Almanya’ydı ve tek kelime bile Almanca bilmiyorlardı. Genç cumhuriyetin öyle acelesi vardı ki bu gençleri, lisan bilmemelerine rağmen “Onlar çok zeki çocuklardır, orada lisanı öğrenirler…” diyerek bir an önce eğitim görüp ülkelerine dönmeleri için Almanya’ya göndermişlerdi. Hem lisanı öğrenmek, hem de eğitimlerini tamamlayabilmek için çok çalışan ve üzerlerindeki sorumluluğu çok iyi bilen gençler, zaman zaman umutsuzluğa kapılsalar da, Atatürk’ün özel olarak onlarla ilgilendiğini ve takip ettiğini öğrendiklerinde umutsuzluktan sıyrılıp daha bir şevkle kendilerinden bekleneni yapmaya çalışıyorlardı.


Atatürk’ün bu gençleri kastederek, “Ben sizleri bir kıvılcım olarak gönderdim ve ateş olarak ülkeye geri döneceksiniz…” sözleri, teşvik ediyor ve önlerindeki bütün zorlukları yenmek için yeniden şahlanmalarına neden oluyordu.


Hatta içlerinden biri “Durum böyleyse, biz dağları deviririz… Hiçbir engel duramaz önümüzde…” diyordu. Nazi Almanya’sında yaşadıkları daha sonra İngiltere’de yaşadıkları ve sonunda her birinin ülkeye dönüşleri…


Çok güzel bir dille yazılmış bu kitabı herkesin okumasını ve o yıllarda imkansız gibi görünen ne hamlelerin yapıldığını anlamalarını isterdim.


Yıllar önce okuduğum bir makalede, bu yöntemin benzerini Atatürk’ten öğrenerek Çin lideri Mao’nun da kendi gençlerine uyguladığını öğrenmiştim.


Tüm bu güzellikleri bizlere yaşatan sevgili liderim Mustafa Kemal Atatürk’e ve o devirdeki tüm kıvılcımlara saygıyla…

BU YAZILARIMI DA BEĞENEBİLİRSİN.

POPÜLER YAZILARIM

Bülten

Web sitemdeki yeniliklerden haberdar olmak için bültene kayıt olun!

KATEGORİLER