Önce Mendiller Ortadan Kalktı.

Ütü yaparken bir nevi ütülenmiş çamaşırların süsüydü mendiller... Çeşit çeşit incecik kumaşlardan, uçlarında zarif işlemeler olan, beyaz ve pastel tonlarda çeşitli renklerde, küçüklü büyüklü, kareli, düz kumaşlardan incecik efil efil...


Çantalarda özenle taşınan kar gibi beyaz mendiler... Erkekler için ayrı, kadınlar için ayrı ve taşıyana bir ayrıcalık veren, erkeklerin üst ceplerinde özel şekilde kıvrılmış, pırıl pırıl mendiller... Çamaşır gözlerinde özenle saklanan buruşmasın diye dikkat edilen mendiller... Uçları işlemeli ve bazende dantelli mendiller... Çamaşır gözlerinde saklanan lavanta kokulu mendiller... Kızların çeyizlerinde olmazsa olmazlardan biri olan ve kutu kutu çeyizde verilen mendiller...Hem kadın hem de erkek mendilleri.


Ben orta okulda elişi dersinde kenarları antika yapılmış ve bir köşesinde işleme olan mendil işlemiştim. Bizler büyürken ilkokullarda tırnak ve mendil kontrolü yapılırdı. Öğretmenimiz her sabah mendillerimizi masanın üzerine çıkartmamızı ve ellerimizi mendillerin yanına koymamızı isterdi. Annelerimiz, o zamanki kıyafetlerimiz olan siyah önlüklerimizin cebine iki tane mendili itinayla katlayarak yerleştirmeden bizleri okula yollamazlardı.


Mendilleri kullanmak bile bir adap gerektirirdi. Öncelikle ceplerimizde veya çantalarımızda duran mendiller kırıştırılmadan kullanılacak, ceplerimizden kirli ve kullanılmış mendil çıkmayacak. Babam, gördüğüm erkekler içinde en itinayla mendil kullananlardandı. Oysa, amcam yengemi hep kızdıracak şekilde, her zaman cebinden buruşuk bir şekilde mendilini çıkartırdı. Yengem hep serzenişte bulunurdu kendisine...


O yumuşak sesi halen kulağımda "Ah Turgut' cuğum, nedir bu mendilinin hali?" diye... Amcam da muzip bakışlarıyla ona bakarak hafifçe gülümser ve kendini affettirmeye çalışırdı. Ne hoş günlerdi.


Bayramlarda el öptüğümüzde, bazen sadece mendil verirdi büyüklerimiz... Bazen de mendilin arasına sıkıştırılmış bir bayram harçlığıyla birlikte mendili verirlerdi. Para vermenin bile bir adabı vardı. Kimseye sezdirmeden, usulcacık, yavaşça ve karşıdakini kırmadan incitmeden verilirdi bayram harçlıklarımız. Sonra hayat hızlanmaya başladı. kimse bir şeylere yetişemiyordu.


İlk kağıt mendillerle tanışmaya başladık. İlk kağıt mendiller nezleli günlerimizde kullandığımız mentollü mendiller ve normal mendiller olarak yaşamımıza girdiler. Kağıt mendil 1920 li yıllarda keşfedilmiş ve sanırım 1990 lı yıllarda hayatımıza girdi. Hepimiz bu tek kullanılıp atılan hijyen özellikler taşıdığını düşündüğümüz kağıt mendilleri çok sevdik. Öyle hızla hayatımıza girdiler ki, bugün alışverişten kağıt mendil, kağıt havlu, kağıt peçete, tuvalet kağıdı, ıslak mendil gibi ürünleri almadan evlerimize giremez olduk. O yıllarda kağıt mendiller için özel plastik ve kumaştan torbalar yapılmaya başladı. Kağıt mendilleri alıyor, jelatininden çıkartıyor ve o özene bezene yapılmış kağıt mendil torbalarına yerleştiriyorduk. Aman ne süslüleri çıkmıştı...


Yavaş yavaş kağıt mendilin kullanım alanları artmaya başladı.

Özellikle arabaların ön camına yerleştirilen ve arabalarda çok işe yarayan kağıt mendil kutuları icat edildi. Sonraları bu mendillerin çok kullanıldığını gören şirketler, tek kullanımlık ıslak mendiller ürettiler...


Halkımız bu mendilleri de çok sevip kullanmaya başlayınca, bu sefer ıslak mendilleri kutulara koyup satmaya başladılar. Bebek temizliğinden, kadınların makyajlarını silmeye kadar her alanda kullanılan çok çeşitli mendiller türedi. Daha sonra bu kutudaki ıslak mendiller, misafirler ellerini silsinler diye, eskiden her evde bulundurulan küçük tertemiz kenarları püsküllü el silme bezlerinin yerini almaya başladılar. Önceleri bir tabakta, sırayla özel bir şekilde katlanılıp konulmuş pırıl pırıl bembeyaz ve mis gibi sabun kokan misafirler için verilen ikramlardan sonra tutulan el bezleri, yavaş yavaş ortadan kalktı ve ıslak mendil dolaştırılmaya başladı.


Endüstri buraya da el atmıştı. Hayat hızlanıyor, giderek kolaylaştırmak için endüstriyel ürünler çıkıyor ama bir yandan da o eski bildiğimiz güzellikler yavaş yavaş ortadan kalkıyordu. "Katibim" türküsü ile filmlerde gördüğümüz o şık hanımlar, işlemeli mendillerini yürürken beğendikleri kişinin yanında düşürürler ve bu bir işaret olarak algılanırmış...


Şimdi nerede böyle güzellikler?


Ben küçükken annem çamaşırın sonunda mendilleri bana ütületirdi. Ne kadar zevk alırdım. Sanki ütünün imzası gibiydi ütülenmiş mendiller. Pazardan alınan renk renk desen mendiller.


Geçen gün, gençlere vermek üzere bir jest olsun diye dükkan dükkan mendil aradım. Sadece bir tek dükkanda kadın mendili bulabildim erkek mendiline de yok, kalmadı dediler...


Hayatlarımızdaki güzellikler, naiflikler, insan davranışlarındaki estetikler yavaş yavaş bu hızlı hayat şartları nedeniyle yok olup gitmekte, bizler adına teknoloji çağı ya da bilgi çağı denilen bu düzene uymak için çaba harcamaktayız...


Bugün, eski değerlerimizden kumaş mendiller, yarın bir başka güzellik...


Tüm güzellikler yok olup gitmeden, hatırlamak ve onları yaşatmak üzere çaba sarf edelim....


Sevgiyle kalın...

BU YAZILARIMI DA BEĞENEBİLİRSİN.

POPÜLER YAZILARIM

Bülten

Web sitemdeki yeniliklerden haberdar olmak için bültene kayıt olun!

KATEGORİLER