Saatli Maarif Takvimi

Annemin bizleri bırakıp gittiğinden beri bazen öyle anılar canlanıyor ki gözümün önünde… Belki de insanların kayıpları yeni olunca “unutmuş gibi” yapıyor daha fazla üzülmemek için. Olabilir mi? Oturduğu köşe, sevdiği bir program, anlattığı bir anı ve pek çok yaşanmışlık öylece canlanıyor hiç beklemediğin bir anda.


Birdenbire… Birini kaybetmek zormuş gün geçtikçe insan bunu daha iyi anlıyor. Bu kayıp bazen bir aile üyesi, bir arkadaş veya bir sevgili olabilir. İlk günler gerçekten inanılmaz bir acı ve keder duygusuna neden oluyor. Sadece duygular da değil, uyku düzeniniz de sevdiğiniz şeyleri yapma arzunuz da eskisi gibi olmuyor ve bir gün, bir şeylerin değişmeye başladığını görüyorsunuz. Zaman… En büyük ilaç… En çok yardımcı olan şey… Siz farkına varmadan bir şeyler değişmeye başlıyor... Sonrası mı? Sanki bir kuyudan çıkarmış gibi yavaş yavaş kendine geliyor insan…


Bugün annem için de bizden önceki nesil için de çok değerli olan “Saatli Maarif Takvimi” elime geçti. 2023 yılı. Yani bu yıl. Ben, 2023 yılının, benim için de ülkem için de sihirli ve muhteşem olmasını bekliyordum. Ne yazık ki olmadı, olamadı. Ama bu yazımızın konusu o da değil.


Geçmiş yıllar için bu takvimin neler ifade ettiğini düşündüm. Her sene yılbaşı zamanı geldiğinde mutlaka bir takvim aldırırdı annem ve o takvime ait tek bir yaprak bile okunmadan bir kenara konulmazdı.


Ah o bir yılı sayfalarında bize anlatmaya çalışan takvimler…

Dün birkaç yaprağına göz gezdirdim. Bu yılın başından başlayarak bugüne kadar geldim. Bazen gülümsedim, bazen hüzünlendim. Meğer ne çok bilgiyi saklamışlar bir takvim yaprağına…


Şimdilerde gençler, “Saatli Maarif Takviminin” bir yaprağında anlatılan bilgilerin hiç farkında bile değillerdir.


Oysa neler neler var… Bugünü ele alacak olursak, bakalım 23 Temmuz günü için bu yılın takvimi bizlere neler anlatıyor?

Bugün, yılın 204. günüymüş. Gün kısalmaya başlamış. Düne göre, 2 dakika kadar. Hicri yıl, Rumi yıl ve Miladi olarak yılın kaçıncı günü, sonrasında namaz saatleri. Büyük puntolarla ay ve gün yazılmış ve sayfanın altında ortaya doğru bugün ne gibi önemli olayların olduğu yazılmış. Takvime bakınca hatırladım ki bugün Erzurum Kongresinin yıldönümüymüş. Bir an zihnim Kurtuluş Savaşını yapan Atatürk ve silah arkadaşları olan o güzel insanlara gitti. Sevgi ve saygıyla andım onları. Sadece onlar değil, ekin ekme zamanı, kocakarı fırtınası, cemrenin düşüşü, ağaçlara su yürümesi, bağları çapalama zamanı gibi pek çok bilgi yer alıyor. Daha altında da bir veciz söze yer verilmiş. Bugünkü söz, Atatürk’ten seçilmiş: “Gerçeği konuşmaktan korkmayınız.”


Takvimin ön yüzünü tamamladım. Sıra arka sayfada şimdi. Bakalım bizlere yine neler anlatacak?


Yine bir veciz söz karşılıyor ilk olarak bizleri. Sonrasında günün tarihi hakkında geçmiş yıllarda neler yaşandığı, yani kısaca tarihi özetliyor bir takvim yaprağında. Burçlardan hangisindeyiz, o burcun özellikleri nedir diye birkaç satır bilgiden sonra, o günün yemek listesi var. Bu sayfada dolu dolu tarih var. Bir sonraki gün, Lozan Anlaşması olduğu için o gün de tarihle dopdolu, daha sonraki günlerde, değişik olarak örneğin, bir şiir var, bir fıkra var, pratik bilgiler var, bazen bir coğrafya bilgisi, bazen sağlık için bir öneri böylece devam edip gidiyor. Hatta sayfalardan birinde rastladığım ilginç bilgilerden birinde, “Doğumdan ölüme kadar aynı kalan tek organımız gözlerdir. Burun ve kulak ise, büyümeye ömür boyu devam eder.” diyor…


Farkına bile varmadan bilgi dağarcığımız zenginleşiyor aslında.

Ah o yıllar, bilginin kıymetli olduğu, bilgiyi bilenlerin de kıymetli olduğu yıllar. Nasıl da çabucak bitirmişiz. Şimdilerde cep telefonu ve internet üzerinden her aradığını bulan bizler, o zamanlar nasıl da ararmışız bilgiye ulaşmanın yollarını…


Galiba eski yılların sosyal medyası da biraz bu takvim yapraklarında gizliymiş. Bugün geçmiş yılların derinlikleri arasında gezindim. Babaannemin de babamın da annemin de tek bir sayfasını bile okumadan atmadıkları takvim yaprakları… Şimdilerde bir takvim bile yok çoğu evlerde. Cep telefonu denilen buluşla beraber bizler de değiştik. Aslında sadece cep telefonu da değil, internetle…

Kağıdın değerli olduğu yıllardan geçerek geldik bugünlere. Ben hatırlıyorum, yerde bir kağıt parçası bile bulunsa okunmadan atılmazdı.


Ah anne, bu gece seni hatırladım takvim yapraklarının sayfalarında, bazen onlardan bir kısmını özenle keserek cüzdanına sakladığını veya bizlere okumak için bir kenara ayırdığını, atılacak olan yaprakları da sadece kağıtların olduğu çöp torbasında nasıl muhafaza ettiğini…


Yine takvim yaprağında okuduğum bir sözle bitirelim bu akşamlık yazımızı:


“İnsanın hayatta yaptığı üç önemli şey vardır; doğmak, yaşamak ve ölmek. Doğumundan habersizdir, ölmeyi ıstırap haline getirir, en önemlisi olan yaşamayı ise unutur…” Bruyere

BU YAZILARIMI DA BEĞENEBİLİRSİN.

POPÜLER YAZILARIM

Bülten

Web sitemdeki yeniliklerden haberdar olmak için bültene kayıt olun!

KATEGORİLER