2023 yılından hızla gün almaktayız. Ne kadar da çabuk geçiyor zaman. Sanki insan yaş aldıkça zamanın geçişi de hızlanıyor gibi. Bu yıl, geçmiş yıllardaki gibi yapmak istediklerim var, hayallerim var, planlarım var, heyecanım var. Artık genç değilim, biliyorum… Hepsini yapabilmek için çok daha fazla uğraşmam gerekecek.
Böyle zamanlarda babaannemin dediği sözleri hatırlıyorum. Ömrünün sonuna kadar dilinden düşürmediği sözlerinden biriydi. Hep “Allah uğraşmaktan geri koymasın.” derdi…
Ne güzel sözlermiş. Çalışmak güzel, bir şeyler üretmek güzel, sağlığın yerinde olması güzel, ayağa kalkabilmek güzel, yemek yiyebilmek güzel, dostlarla sohbet edebilmek güzel, eskisi kadar kahkahalarla olmasa da gülebilmek güzel, yürüyebilmek güzel, düşünebilmek güzel... Hele ki düşündüklerini, kurguladıklarını yazabilmek güzel...
Bizler, hepimiz, pandemiyi yaşayarak aslında o kadar çok şeyi yeniden öğrendik ki…
En önce, yalnızlığı çok derinden hissettiğimiz koskoca iki yılı geride bıraktık. Sarılmak, kucaklaşmak, sevdiklerimizle beraber geçirilen zamanlar hep kısıtlandı. Geçtiğimiz yıllarda, gece 12'de, her zaman tıklım tıklım dolu olan meydanları göstermişlerdi. Bomboştu... Hüzün doluydu... Ürkütücü bir sessizlik kaplamıştı her yanı. Dünya olarak böyle bir dönemi sanırım ilk defa yaşıyorduk. Kediler bile ıssız ve kimsesiz sokaklarda gezerken sanki miyavlayarak bizleri çağırıyordu. İnsanlar ve tüm canlılar aslında dünyayı yaşanır hale getiriyorlar. Onlarsız bir dünya düşlenemiyor bile.
Şimdi geçmiş yılları, acılarını, endişelerini, korkularını ve kayıplarını geride bırakıp, bugüne bakma zamanı. Her yeni yılın ilk günlerinde kendimi boş çuval gibi hissederim genelde. Bu yıl da farklı değil. Toparlanmak gerek... Yeni umutlar, yeni hayaller ve çalışmak...
Aslında en kıymetli hazinemizin zaman olduğunu fark etmeden yaşadığımız yıllar, bizleri sarsa sarsa gerekeni öğretiyor. Bu pandemi sana ne öğretti derseniz, önce sabretmeyi öğretti. Sonra, sevdiklerimle, arkadaşlarımla sohbet edebilmenin güzelliğini, beraber bir kahve içmeyi ve sohbeti, başarılara birlikte sevinmeyi, acıları paylaşabilmeyi, aileyle, dostlarla hep birlikte olmanın önemini…
Düğünler geldi geçti, yalnız…
Ölümler yaşandı, yalnız…
Doğumlar yaşandı, yalnız…
Mezuniyetler yaşandı, yalnız…
Sevdiklerimizi hep yanımızda görmeye alıştığımız tüm etkinliklerde, acıda ve kıvançta tek başımıza olduğumuzu üzülerek, canımız acıyarak anladık. Hani hep denir ya, doğarken de ölürken de yalnızdır insan diye, biz yaşarken de yalnız olduğumuzu iliklerimize kadar hissettik.
Artık ayağa kalkma ve yeni hedeflere yürüme zamanı. Dünya da, biz de büyük bir toparlanma dönemine giriyoruz. Umuyorum ve bekliyorum ki bir daha yaşlı ve yalnız dünyamızda, yaşadığımız bu dönem gibi bir dönem asla yaşanmasın…
Tıpkı Mevlana’nın dediği gibi;
“Dünle beraber gitti cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım."
Hadi, o zaman hep birlikte, “Yeni şeyler söylemeye” var mısınız?
BU YAZILARIMI DA BEĞENEBİLİRSİN.
KATEGORİLER
BÜLTENE KAYDOL
Her hakkı saklıdır © betuleren.net