Tesadüfen rastladığım bir film olan Sons of ‘NDrangheta veya Türkçeye çevrildiği adıyla Mafyanın Çocukları, 2019 yılında çevrilmiş ve benim çok beğendiğim bir İtalyan filmi oldu.
Gerçek bir hikayeden uyarlanmış. Filmde adı geçen mafya örgütü, dünyada beş kıtada bulunan bir suç örgütüymüş ve güç her zaman babadan oğula geçermiş. Bu gençler, İtalya’daki Calabria bölgesini mekan edinen mafyanın elinde asla özgür olamazlarmış. Yunanca'da ''kahramanlık'' anlamına gelen sözden adını alan 'Ndrangheta örgütü,bölgedeki köylerden ve büyük ailelerden müteşekkil bir yönetim kadrosuna sahipmiş. 2018 yılının sonlarına doğru düzenlenen operasyonla bu örgüte darbe indirilmeye çalışılmış. Neredeyse tüm kıtalarda faaliyet gösteren tek örgüt oldukları ve Avrupa’daki uyuşturucu trafiğinin çok büyük kısmını yönettikleri tahmin ediliyormuş.
Filme gelince; suçları yüzünden saklanmak zorunda olan ve kendi ailesini bile kısıtlı zamanlarda görebilen bir mafya lideri ve onun ailesi ile mafya örgütünü anlatan filmde, bir savcının bu mafya liderinin çocuklarını hem ondan hem de örgütten kurtarmak için verdiği mücadele anlatılmakta. Bu savcı, suçsuz hayatları olsun istediği henüz reşit olmamış gençleri bu örgütten ve ailelerinden kurtarmaya ve ‘Ndrangetha mafyasının peşinden gitmeye adar.
Filmdeki Mafya babasının iki oğlu ve bir kızı var. Erkek çocuklardan büyük olanı hapse giriyor ve küçük erkek çocuk ailenin liderliğini üstlenmek zorunda kalıyor. Kız kardeşi ise yine aynı suç örgütünden biriyle evlendirilmek istense de kız, bunu asla istemiyor.
Filmde, savcı tarafından suç örgütünden kurtarılmak ve kendi kararlarını kendisi verebilsin diye ailesinden ayırdığı henüz reşit olmamış erkek çocuğu, büyük zorluklar ve uyumsuzluklar yaşayarak kendi kararlarını kendisi vermeyi öğrenmeye ve yaşadıklarını sorgulamaya başlıyor. Filmin beni en çok sahnesi savcıyla konuşurken, bir nevi o genç çocuğun içini döktüğü sözlerdi. Diyordu ki;
“Bizim evlerimizde asla başka yerlerde uyuduğun gibi uyumazsın. Birinin aklına şerefsiz mafyayı takip etmek gelir ve gece saat 3’te hepimiz yataklarımızdan kalkmak zorunda kalırız. Bizler evlerimizde konuşamayız, çünkü odalarda takip cihazı olur, telefonda ağlayamayız, çünkü polis dinler. Babanla telefonda konuşurken, ona farklı hitap etmen gerekir. Ona baba diyemezsin, yoksa o tutuklanır, hapse gönderilir ve bu senin suçun olur.”
Savcı başarılı oldu mu, bu çocukları hem örgütün hem de ailelerinin elinden kurtarmayı başarabildi mi?
Bence bunu filmi izleyerek öğrenmek gerekiyor. Uzun süredir izlemediğim İtalyan sinemasına da güzel bir örnekle tekrar merhaba demiş oldum.
Ben çok beğendim. Keyifli izlemeler dilerim…
BU YAZILARIMI DA BEĞENEBİLİRSİN.
KATEGORİLER
BÜLTENE KAYDOL
Her hakkı saklıdır © betuleren.net