The Billion Dollar Code” yeni seyrettiğim ve tesadüfen karşıma çıkan bir dizi. Ben severek izledim. Gerçek bir olaydan alınma olduğu belirtilmiş dizide. Google Earth öncesi iki Alman tasarımcının buluşu olan TerraVision’ın nasıl çalındığını anlatıyor. Tabii ki Google’da bu konunun gerçek olup olmadığı ile ilgili bilgi ararsanız hiçbir şey çıkmıyor. Eee, Google karşımızdaki… Tabii ki bu konuda olan bilgileri silecekti. Google’a yönelen iddiaların neden bugünlere kadar ortaya çıkmadığı konusu da ayrı bir çelişki.
İkinci dünya savaşı nedeniyle Almanların dünyayı değiştirecek buluşları yapan bilim insanlarının hepsini de en başta Amerika Birleşik Devletleri’ne ve diğer ülkeleri kaptırmalarının sonucunda, bugün gelinen durum da ortada. Alman’lar bilgi çağının biraz gerisinde kaldılar.
Dizide Alman tasarımcılara yardım eden kuruluş, Alman Telekom’u oluyor ve başardıktan sonra da Japonya’daki teknoloji fuarına gidiyor ve büyük bir başarı kazanıyorlar.
Bu iki tasarımcının ellerinde patentleri de olmasına rağmen, kopyalama veya intihal konusunda açtıkları davanın sonucunu izleyip öğrenmenizi öneririm.
Bana asıl ilginç gelen durum ise, genelde iki kişiden oluşan bu tip teknolojiyi sarsacak ürün sahiplerinin ilerleyen zamanlarda birbirleri ile dargın olmaları. Yola çıktıklarında buluşlarına büyük bir heyecanla devam ediyorlar, sonrası tam bir kaos.
Bugünlerde Google Earth elindeki verilerle artık dünyaya hükmedecek durumda. Aslında bunu fark ettiğinizde dehşete kapılmamak mümkün değil. Her tür bilgimiz, internet dünyasına girdiğimiz andan itibaren birilerinin eline geçmiş oluyor ve o bilgileri kullanıp kullanmamak tamamen o kurumların veya kişilerin elinde.
Terra Vision dünyanın uzaydan görünüşüne nasıl sahip olmuş derseniz, bu konu biraz karanlıkta bırakılmış ama sanıyorum ki Nasa verilerini hackleyerek elde etmişler. Aslında Terra Vision’un bu verileri Abd verilerini kullanarak elde etmeleri de Google Earth için bir avantaj sağlayabilirken, bundan dizide hiç bahsedilmiyor.Bu filmi seyrederken internetin yaşamımıza ilk girdiği yılları anımsadım. İlk defa fotokopi ile kağıt dağıtmaktan kurtulup, e-posta ile tanıştığımız yıllardı. O yıllarda hiç birimiz interneti bu kadar çabuk kabulleneceğimizi ve hayatımızın bir parçası olacağını düşünmemiştik. İnsanlığın her yeniliğe direndiği ve kabullenmek istemediği gibi bizler de buna direnmiştik. Yenilikçi ve girişimci insanlara biraz kaçık gözüyle bakmak adet olduğundan hiç önemsemedik. O yıllarda e-posta kullanımı ile ilgili eğitimler verilirken, hepimiz kaçmaya çalıştık. Gün geldi ve yavaş yavaş fotokopiler azaldı, dosyalar azaldı, dolaplar boş kalmaya başladı. Buna karşılık bilgisayarlar gelişmeye, hafızaları artmaya, hızlanmaya ve bilgisayarlardaki klasörlerde saklanan bilgiler artmaya başladı. Google Earth’le ilk tanıştığımda, hemen evime bakmıştım belki pek çoğumuz da öyle yapmıştır. Tabii o zaman bizler, Terra Vision’dan habersizdik.
Beni internetin keşfi ile başlayan bilgi çağının ilk günlerine götüren bir dizi oldu. Hele ki teknik konulara meraklıysanız, sizlerin de beğeneceğini sanırım. Keyifli izlemeler…
BU YAZILARIMI DA BEĞENEBİLİRSİN.
KATEGORİLER
BÜLTENE KAYDOL
Her hakkı saklıdır © betuleren.net